Ekonomi, üretim ve para politikası - Deneme
- HBDivarcı

- 25 Eyl 2021
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 7 Eyl 2022

Ülkelerin ekonomilerini geliştirmek, halkının refah düzeyini ve GSYİH düzeylerini arttırmaları için üretim yapmaları ve ithalatta çeşitli kısıtlamalar yapmaları elzemdir. Kendi çiftçinizin, sanayicinizin üretebildiği ürünlerde ithalatın önünü açmak uzun vadede bakıldığı zaman hem üreticinin üretimlerinin düşmesine hem de bu ürünlerin üretilmemesinden kaynaklı fiyat artışları dolayısıyla ülke ekonomisini doğrudan olumsuz yönde etkileyen bir etkendir.
Türkiye kendi ihtiyaçlarını kendisi yetiştirerek karşılayabilen sınırlı ülkelerden biriydi. Buğdayını, pirincini, baklagillerini vb. kendi imkanları ile çiftçileri sayesinde üretebiliyordu. Türkiye’de senede 4 vakit hasat alınabilen çok verimli topraklar mevcut. Ancak siz ithalatı teşvik eder ve bu yönde adımlar atarsanız; yerli üreticiyi küstürürsünüz.
Türkiye gibi ekonomisindeki temel maliyetleri döviz endeksi ürünler ve kaynaklar olan ülkelerin kendi üretebileceği temel katma değerleri ithal etmemesi ya da kısıtlı şekilde ithal edilmesine imkân vermesi gerekmektedir.
Türkiye’nin ithal etmek zorunda olduğu belli başlı kaynaklar mevcuttur; bunlar petrol ve doğalgaz (bulunan mevcut doğalgaz rezervlerin ne kadarının halkın enerji kullanım maliyetlerini düşüreceği belirsiz) gibi enerji kaynaklarıdır. Bunlar zorunluluk fakat zorunda kalmayacağımız gıda ve hammadde ürünleri için yaptığımız ithalat hem döviz endeksli olduğu için hem de yerli kaynaklarla üreten üreticinin işini baltalamak olduğu için ülkeye herhangi bir fayda sağlamaz.
Ülkenizde paranızın değerini arttırabilmeniz için üretimin elzem bir unsur olduğundan bahsettim. Peki şu anı konuşacak olursak; Türk lirası her geçen gün değer kaybediyor bunda çeşitli üretim hataları ve adalete olan güvenin her geçen gün azalması büyük etken. Yıllık enflasyonun 18’li değerlerde olması demek paranızın her yıl %18 erimesi demek yani önceki sene 100 liraya alabildiğiniz bir ürünün 118 lira olmasını ifade eder ya da diğer yönden bakacak olursak cebinizde 100 lira var ancak bir sene sonra cebinizde 100 lira olması aslında aynı banknotun alım gücünün 82 lira olması anlamına geliyor.
Enflasyonun bu derece yüksek olduğu ve en önemli maliyet girdileri döviz bazlı olan ülkeler politika faizlerini enflasyonun üzerinde tutarlar bunun temel sebebi, yatırımlarını bankaya yatıran insanların faiz gelirleri kazanırken bankada duran paralarının yukarıdaki örnekte bahsettiğim gibi erimemeleri yani değer kaybetmemeleri içindir. Eğer siz %18 enflasyon olan ülkenizde faiz oranlarını %18 in altına çekerseniz; ülkenizin parası değer kaybettiği için vatandaşlar tasarruflarını ülkenizin yerel parasına değil başka türlü kaynaklara yatırırlar. (Döviz, hisse senedi vb.) Dövize olan talebin artması, döviz kurunun yükselişe geçmesi yani yerel paranızın değer kaybının artması anlamına gelen bir kısır döngüyü devam ettirir.
Buradan çıkarmamız gereken en önemli sonuç; üretimin yeterli düzeyde olmadığı, ihracatın kısıtlı ve ithalatın yüksek olduğu ülkelerde oluşan dış açık ve kur bazlı artan maliyetlerin ülke ekonomisine olan etkilerini azaltmak ve güçlü bir ekonomi oluşturmak için üreten bir toplum olmak zorundayız. Dışa bağımlı bir ekonomi modeli, serbest ithalat uzun vadede sürdürülebilir bir ülke yönetimi sağlayamaz.
Kısa vadede ihtiyaca göre yapılan ithalat o zaman diliminde belli başlı sorunları çözebilir. Lakin uzun vadede ithalatta özellikle Türkiye gibi güçlü tarım ülkelerinde gıda maddelerine ithalatın kısıtlanması elzemdir. Yerli üretici güçlendirilmeli, devlet üreticinin belli başlı ağır girdi maliyetlerine destek vermelidir.
Üretim, ihracat, sınırlandırılmış ithalat, üretilen gıda ürünlerinin verimliliklerinin arttırılması, yüksek sanayi üretimleri ve istikrar ülkenin gelişmesi, büyümesi ve vatandaşlarının refah düzeylerinin artması için kısa ve uzun vadeli planlamalar ile Cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi istikrarlı ve kararlı bir şekilde hareket edilmesi mecburidir.





Yorumlar