Ulusların Zenginliği (Seçmeler)/ Adam Smith (5)
- HBDivarcı
- 1 Nis 2022
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 7 Eyl 2022

Yıllık para ihracı, bu şekilde bir süre devam ederek ülkenin yıllık tüketimine, kendi yıllık hasılasının değerinin ötesinde bir şeyler katacaktır. Ülkenin müreffeh günlerinde yıllık hasıladan artırılarak altın ve gümüş almakta kullanılmış olan tasarruflar, sıkıntılı zamanlarda ülke tüketimini desteklemeye bir süre katkı yapar. Bu durumda, altın ve gümüş ihracı, ülkedeki gerileşin nedeni değil sonucudur ve hatta o gerileyişin yol açtığı sefaleti çok kısa bir süre hafifletebilir.
Buna karşılık, her ülkede yıllık hasılanın değeri arttıkça para miktarı da doğal olarak artmalıdır. Toplumda yıllık olarak dolaşan tüketim mallarının değeri daha büyük
olduğundan, bunların dolaşımını sağlamak için daha fazla paraya ihtiyaç duyulur. Bu nedenle, artan hasılanın bir kısmı, doğal olarak geriye kalanı dolaştırmak için gerekli ilave altın ve gümüş miktarı nereden temin edilebiliyorsa oradan satın almak için kullanılır. O metallerdeki artış, bu durumda kamusal zenginliğin nedeni değil, sonucu olacaktır.
Bu nedenle, bir ülkenin gerçek servetini ve gelirini oluşturun şeye dair düşüncemiz ne olursa olsun, yani ister bunun apaçık mantık gereği gibi göründüğü üzere ülke toprağının ve emeğinin yıllık hasılasının değerinden oluştuğunu, isterse kaba önyargılarla varsayıldığı üzere, ülke içinde dolaşan değerli metal miktarından oluştuğunu düşünüyor olalım, bu iki görüşün hangisinden bakarsak bakalım her savurgan insanın halk düşmanı, her tutumlu insanın ise halk dostu olduğu anlaşılır.
Büyük uluslar bazen kamu yönetimin savurganlığı ve ölçüsüzlüğü nedeniyle yoksul düşmelerine rağmen asla özel kişilerin böyle davranışları nedeniyle yoksulluğa düşmezler. Ülkelerin çoğunda, kamu gelirinin tamamı ya da neredeyse tamamı, üretken olmayanların geçindirilmesinde kullanılır. Çok büyük sayıda ve gösterişli bir saray çevresi, büyük bir dinsel kurum, büyük filolar ve ordular oluşturan, barış zamanı hiçbir şey üretmeyen ve savaş zamanı, hatta savaş devam ediyorken onları besleyip geçindirme masrafını karşılayabilecek hiçbir şey kazanmayan kişiler böyledir. Böyle kişilerin tümü, diğer insanların emeğinin hasılasıyla geçinirler çünkü kendileri hiçbir şey üretmezler. Bu nedenle, çoğalarak gereksiz bir sayıya ulaşınca belirli bir yıl içinde bu hasıladan öyle büyük bir pay alıp tüketebilirler ki, ertesi yıl o hasılayı yeniden üretmesi gereken üretken çalışanları geçindirmek için yeterince kalmayabilir.
Comments