Ulusların Zenginliği (Seçmeler)/Adam Smith (3)
- HBDivarcı
- 20 Mar 2022
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 7 Eyl 2022

Dikkat edileceği üzere ‘değer’ sözcüğü iki farklı anlama sahiptir ve bazen belirli bir nesnenin kullanımını, bazen de o nesneye sahip olmanın başka malları satın almak açısından yarattığı gücü ifade eder. Birincisine ‘kullanım değeri’, diğerine ise ‘mübadele değeri’ denilir. Kullanım değeri en fazla olan şeylerin mübadele (değişim) değeri sıklıkla çok azdır ya da hiç yoktur; buna karşılık değişim değeri en fazla olan şeylerin ise kullanım değeri sıklıkla çok azdır ya da hiç yoktur. Kullanım açısında hiçbir şey su kadar yararlı değildir ama suyla neredeyse hiçbir şey satın alınamaz; suyla değiş tokuş edebilecek bir şey neredeyse yoktur. Buna karşılık, bir elmasın kullanım açısından neredeyse hiç değeri yoktur ama başka mallarla değiş tokuş edildiği zaman sıklıkla karşılığında büyük miktar alınabilir.
Çok yoksul bir kişinin, altı atın çektiği bir araba talebinin olduğu bir anlamda söylenebilir; bu kişi öyle bir arabaya sahip olmaktan hoşlanabilir ama onun talebi fiili talep değildir çünkü söz konusu meta bu isteği doyurmak için hiçbir zaman pazara sunulamaz.
Aynı arz yetersizliği, zenginlik ve lüks bakımından eşit durumdaki rakipler arasında da o metayı elde etmenin kendileri açısından taşıdığı önemin az ya da çok olmasına göre rekabet hırsının genellikle az ya da çok olmasına yol açacaktır. Bir şehir kuşatıldığı sırada ya da bir kıtlık döneminde zorunlu ihtiyaç maddelerinin fahiş fiyatlara çıkmasının nedeni budur.
Piyasada eksikliği duyulan şey emek değil metalardır; yani yapılacak iş değil yapılmış iştir.
Tekelciler, piyasaya sürekli yetersiz mal sunarak fiili talebi hiçbir zaman karşılamadıkları için, mallarını doğal fiyatın çok üstünde bir fiyattan satarlar ve ister ücretlerden ister karlardan oluşsun, kazançlarını doğal rayicin çok üstüne çıkarırlar.
Piyasa fiyatındaki bu tür güçlenmeler, bunlara imkân veren yasal düzenlemeler yürürlükte kaldığı sürece devam edebilir.
Belirli bir metanın piyasa fiyatı uzun süre doğal fiyatın üzerinde kalabilmesine rağmen o fiyatın altında nadiren uzun süre devam edebilir. Bileşenlerden hangisine doğal rayiçten daha düşük ödeme yapılmış olursa olsun, bundan çıkarı etkilenen kişiler uğradıkları kaybı hemen hissederler, dolayısıyla da ya o miktarda araziyi ya o miktarda emeği ya da o miktarda mal varlığını hemen bu amaçla kullanımdan geri çekerlerdi, öyle ki pazara sunulan miktar, çok geçmeden fiili talebi karşılamaya yeterli miktardan daha çok olmazdı. Bu nedenle o metanın piyasa fiyatı çok geçmeden doğal fiyatına yükselirdi; hiç değilse tam özgürlüğün bulunduğu ortamlarda durum böyle olurdu.
Comments