Refah ve toplumsal eşitlik - Deneme
- HBDivarcı
- 18 Eki 2020
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 8 Eyl 2022
Kim ne derse desin, nasıl bir görüşe sahip olursa olsun, insanlar eşit şartlar altında dünyaya gelmezler. En alt yapıdan, ekonomik eşitlik konusundan başlayalım, bu konu üzerine düşünelim ve fikir yürütelim.
Zengin bir ailenin çocuğu, çeşitli ölçüde fazla imkanlar ile dünyaya gelir. Büyümesinden eğitimine, gelişimine, yaşantısının her alanında bu rahatlık ve özgürlük ile yaşar. Böylece özgüvenli bir şekilde düşünür ve böyle davranır. İmkanları kısıtlı yada orta halli ailelerin çocukları ise bu imkanlara nispeten daha az sahip olurlar veyahut hiç sahip olamazlar. Onlar hayatta kalmak için diğerlerine oranla daha fazla çalışmak, çabalamak ve bu imkanlar için savaşmak zorundadırlar.
Toplumların, hükümetlerin ilk önce ekonomik eşitlikler yada şöyle ifade etmek gerekirse; temel haklarının devlet güvencesi altında olduğunu hissettirmek ve bunu sağlamak zorunda olduklarını bilmeli ve buna göre reformlar yapmalıdırlar.
Eşit şartlar altında doğmamış, eşit eğitim almamış bireylerin kendi fikir dünyaları ve topluma faydalı olmaları bu devlet reformları ile gerçekleşir. Maddi kaygılar insanın düşünce yapısını, seçeceği mesleğini, geleceğini kısacası hayatının büyük bir bölümünü etkilediği için devletler bu kaygıyı ortadan kaldırmalı ve ana odağını milletinin eğitimi ve gelişmesi üzerine şekillendirmelidir.
Yaratıcı, özgür düşünen ve çalışkan bireyler yaratmak için samimi ve etkili mücadele edilmelidir. Eşit şartlar sunulan toplumların sosyo-kültürel ve ekonomik refaha ulaşmaları yalnızca bu yol ve bu reformlar ile sağlanır.
Comments